Avrupa’nın patronu İspanya
Turnuva boyunca oynadığı futbolla herkesin beğenisini kazanmıştı İspanya… De La Fuente’nin klasik İspanyol tiki takasına getirdiği çağdaş yorum, finale kadar tüm maçların kazanılmasıyla geçer not almıştı.
İngiltere ise neredeyse hiçbir maçında futbolseverleri tatmin edememiş ama Southgate’in genelde son dakikalarda yaptığı değişikliklerle finale yürümüştü.
Maçın ilk yarısı tahmin edildiği gibi geçti. İspanya sağ yandan Lamal’le, sol yandan Williams’la vızır vızır geldi. İngiltere geride kompakt kalıp İspanya’yı en azından gol yollarında kilitledi.
Dünyanın en iyi 6 numarası Rodri’nin sakatlık nedeniyle ikinci yarıya çıkamayışı, belli ki İngiltere’nin de dengesini bozmuştu. Daha 2 dakika dolmadan Williams’ın attığı gol, bu konsantrasyon eksikliğinin sonucuydu.
Southgate, 60’ncı dakika geldiğinde son maçı kurtaran hamleyi tekrarladı. Kane çıktı Watkins girdi. Bu değişiklik değil ama Palmer’ın girişi skoru değiştirdi. Cucurella belki de turnuvada ilk kez hata yaptı ve Palmer, hem skoru hem oyunu değiştirdi.
Pickford, Berlin Panteri unvanını neredeyse alacakken Cucurella, hatasını affettirerek Oyarzabal’a golü attırdı. Ardından Olmo’nun çizgiden çıkardığı top, kupanın sahibini belirledi.